Affetmek zor; fakat şart olandır.Bunu sadece erdemli insanlar başarabilir.Yalnızca affeden insan kurtulabilir,kendini geride tutan zincirlerden.Ancak affeden insan atabilir,öfkeyi, hüznü, hayal kırıklığını üzerinden.
Bunlar biz yetersiz olduğumuzdan başımıza gelmedi. Belki o, belki de biz hazır değildik.
Kimileri gelmek istedi, kabul ettik;Kimileri gitmek istedi, uğurladık.Biz yeri geldiğinde kalabalık da olduk,Yolumuzu tek başımıza yürümeyi de bildik.Yalnızlık acısına öyle alıştık ki,İçimiz kan ağlarken dışımıza gülücükler saçtık.
Biz ne kadar iyi olduysak, o kadar acımasız oldu diğerleri.Vurdular, kırdılar, paramparça ettiler kalbimizi.
Bahar gelip de geri döndüğümüzde,Mis kokulu çiçekleri en yürekten biz koklayacağız.Bunun için kalbimizin kapısına,Bir not asıp nadasa bırakacağız.Ne yazacağız o nota, tahmin edebiliyor musun?“Hayal kırıklığına uğradım, dönücem.
Her insan gibi biz de eşsiz bir varlığız ve kıymetimizi bilecek doğru insan oralarda bir yerlerde.
Yapabildikleriniz, yapamadıklarınız ve artık yapmak istemediklerinizle gurur duyun.Başkalarının ne alkışına, ne de acımasına ihtiyaç duyarak hayatın karşısında dimdik durun.
Neden gidiyorsun?” diye sor ama“Nereye gidiyorsun?” diye sorma.İlki belki seninle ilgili olabilir fakatİkincisi yalnızca gideni ilgilendirir.
Affetmek bir iyilik olarak kabul edilse bile, yalnızca insanın kendisine yaptığı bir iyiliktir. Hırslara yenik düşmemek, hayatı kazanmaktır.